Ergen Terapisi

Ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir ve kimlik gelişiminin en yoğun olduğu gelişim dönemidir. Kimlik bulma süreci yaşam boyu devam eder ancak ergenlik bunun diğer gelişim dönemlerinden daha fazla deneyimlendiği bir dönemdir. Bu dönemde bireyler hem fiziksel hem de psikolojik olarak birçok değişim içerisindedirler. Bunların yanı sıra entelektüel ve akademik gelişim de gündemdedir. Sınav kaygısı, ebeveynlerin tutumları, arkadaş ilişkileri gibi etkenler de birleştiğinde bazı ergen bireyler olumsuz davranışlar göstermeye başlayabilir. Saldırganlık gibi dışsallaştırma ya da depresyon, anksiyete gibi içselleştirme tepkileri gösterebilmektedirler. Ayrıca prefrontal korteks gelişimi (beynin mantık muhakeme kısmından sorumlu alan) bu dönemde hala devam etmektedir. Dolayısıyla limbik sistemdeki yoğun duyguların kontrol edilmesi, düzenlenmesi, mantıklı kararların verilmesi zorlaşmaktadır. Bu durumdan kaynaklı olarak ergenler; aile, okul ve arkadaş ortamlarında farklı zorluklar deneyimleyebilmektedir. Dürtüsel davranışların da sık görülebildiği bu dönemde ebeveynler çocukları ile ilgili yoğun endişe yaşayabilmektedir.

Hangi durumlarda profesyonel desteğe başvurmalısınız?
  • Depresyon
  • Yaygın anksiyete bozukluğu
  • Sosyal anksiyete
  • Özgün fobi
  • Somatik (Bedensel) semptomlar
  • Obsesif kompulsif bozukluk
  • Tırnak yeme
  • Sınav kaygısı
  • Sosyal fobi
  • Dijital bağımlılık
  • Uyuşturucu/madde bağımlılığı
  • Sigara ve alkol bağımlılığı
  • Öfke problemleri
  • Okul ve akran problemleri
  • Aile ve sosyal ortamlarda uyumsuz, dürtüsel davranışlar
  • Travmatik yaşantılar
  • Öz güven, öz yeterlilik, öz saygı, öz şefkat gibi benlik değerleri ile ilgili yaşanan problemler
Ergenler ile terapi sürecinde ebeveynler rolü nedir?

Ergen bireyler ile yürütülen psikoterapi görüşmelerinde terapistler bazı durumlarda ebeveynler/bakım verenler ile görüşmeye gerek duyabilirler. Ya da ebeveynler çocuklarının terapistleri ile görüşmek isteyebilirler. Öncelikle unutulmamalıdır ki, kişinin ya da etrafındaki birinin yaşamını tehlikeye atacak, risk taşıyan bir durum olmadığı sürece terapistler danışanları hakkında bilgi veremezler. Dolayısıyla ergen bireylerin ebeveynleri bunu göz önüne almalıdır. Ancak belirtildiği gibi ebeveynlerle de bazı düzenlemelerin yapılması gerekebilir. Bu durumlarda danışana mutlaka bilgi verilir, izni alınır. Konuşulacak konu başlıkları üzerine koşulur, görüşme isteğinin nedeni anlatılır. Bu danışan ile güven ilişkisi kurma konusunda ve terapötik ittifakın zedelenmemesi için çok önemlidir. Bahsedilen riskli durumlar dışında ebeveynlere bilgi verilmez ancak ebeveyn-çocuk ilişkisini düzenleyebilecek konuların konuşulması da sürecin bir parçası olabilmektedir. Bu durum nedeniyle ergen danışanların ebeveynlerinin/bakım verenlerinin de terapist ile iş birliği kurma konusunda motivasyonunun olması oldukça önemlidir.