Sakin bir zihin ve huzurlu bir ruh haline ulaşmak için, Dide Psikoloji sizin yanınızda. Anksiyete, stres, panik atak gibi duygusal zorluklarla baş etmek hiçbir zaman kolay olmamıştır, ancak doğru yardımla bu mümkün hale gelir. AnkaraDide Psikoloji, anksiyete problemleriyle başa çıkmak isteyen bireylere özel uzmanlık sağlayan güvenilir bir psikolog kliniğidir.
Neden Dide Psikoloji?
Profesyonel ve Deneyimli Kadro: Ankara Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi, alanında uzman, deneyimli ve etkili psikologlardan oluşan bir kadroya sahiptir. Her biri, bireyin ihtiyaçlarına duyarlı ve kişiselleştirilmiş bir tedavi sunmak için elinden gelenin en iyisini yapar.
Empati ve Anlayış: Anksiyete ile baş etmek, bireyler için zorlayıcı olabilir. Bizim psikologlarımız, hastalarımızın duygusal ve zihinsel ihtiyaçlarını anlar ve empati ile yaklaşır. Bu, tedavi sürecinde güven ve rahatlık hissetmenizi sağlar.
Çözüm Odaklı Yaklaşım: Ankara Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi, anksiyete problemleriyle baş etmeye yönelik çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirir. Bireyin zihinsel sağlığını ve refahını artırmak amacıyla kişisel gelişim ve güçlendirme üzerine odaklanırız.
Gizlilik ve Güvenilirlik: Hastalarımızın gizliliği ve güvenliği bizim için en önemli önceliktir. Tüm terapötik seanslar gizli tutulur ve güvenli bir ortamda gerçekleştirilir.
Ankara Dide Psikoloji olarak, anksiyete problemleriyle başa çıkmak isteyen herkesi sağlıklı bir geleceğe adım atmaya davet ediyoruz. Size uygun olan bir randevu için bize ulaşın ve içsel huzurunuz için bir adım atın.
Anksiyete, normalde bir kişinin günlük yaşamında karşılaştığı stres ve endişe hislerinin ötesinde, aşırı ve sürekli bir şekilde yaşanması durumunu ifade eder. Anksiyete, kişinin gelecek hakkında aşırı endişe duyması, belirli durumlar veya nesneler karşısında korku hissetmesi, sürekli bir gerilim durumu içinde olması gibi belirtilerle kendini gösterir. Anksiyete bozuklukları, bireyin günlük işlevselliğini, ilişkilerini ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Anksiyete, bir tehdit veya tehlike durumuyla karşılaşıldığında ortaya çıkan normal bir tepki olarak kabul edilir. Ancak, anksiyete bozuklukları durumun ciddiye alındığı, kontrol edilemeyen ve sürekli olarak devam eden durumları ifade eder. Anksiyete bozuklukları farklı alt tiplere sahip olabilir, örneğin:
Genel Anksiyete Bozukluğu (GAB): Sürekli ve aşırı endişe durumu, belirli bir neden olmaksızın ortaya çıkar.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Topluluk önünde konuşma, yeni insanlarla tanışma gibi sosyal durumlar karşısında aşırı endişe hissedilir.
Panik Bozukluk: Aniden ortaya çıkan şiddetli panik ataklarla karakterizedir.
Agorafobi: Kalabalık yerlerden veya açık alanlardan kaçınma korkusuyla belirgindir.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): Tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri gidermek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) görülür.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travmatik bir olaya maruz kalındıktan sonra ortaya çıkan bir bozukluktur.
Anksiyete bozukluklarının altında yatan nedenler karmaşık olabilir ve genellikle genetik, biyolojik, çevresel ve psikososyal faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Tedavi seçenekleri arasında psikoterapi (konuşma terapisi), ilaç tedavisi (antidepresanlar, anksiyolitikler gibi), stres yönetimi teknikleri ve yaşam tarzı değişiklikleri bulunabilir. Uygun tedavi ve destekle, anksiyete bozuklukları yönetilebilir ve semptomlar azaltılabilir. Tedavi için bir uzmana başvurmak önemlidir.
Çocuklarda anksiyete, aşırı endişe, korku ve gerilim hissiyle karakterizedir. Bu durum, çocuğun günlük yaşamını, okul başarısını, sosyal ilişkilerini ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Çocuklarda anksiyete bozuklukları farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve her çocuk farklı belirtiler gösterebilir. İşte yaygın olarak görülen çocukluk çağı anksiyete bozukluklarının bazı örnekleri:
Genel Anksiyete Bozukluğu (GAB): Sürekli ve aşırı endişe durumu, belirli bir neden olmaksızın ortaya çıkar. Çocuklar genellikle gelecekle ilgili belirli bir tehdit olmasa bile aşırı endişe duyarlar. Bu durum, uyku problemleri, konsantrasyon güçlükleri ve fiziksel şikayetler (örneğin mide ağrısı veya baş ağrısı) ile kendini gösterebilir.
Ayrılık Kaygısı Bozukluğu: Çocuğun ebeveynlerinden veya bakım verenlerinden ayrılmakla ilgili aşırı endişe duyması durumudur. Bu durumda çocuk, ayrı kalma korkusu, kabuslar, okula gitmeme isteği gibi belirtiler gösterebilir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Sosyal kaygı bozukluğu, sosyal durumlar veya performanslarla ilgili aşırı endişe duyma durumudur. Çocuklar yeni insanlarla tanışma, grup içinde konuşma veya okulda öğretmenlerine cevap verme gibi sosyal durumlar karşısında kaygılı olabilirler.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): OKB, tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri önlemek veya düzeltmek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) ile karakterizedir. Çocuklar, belirli ritüelleri takip etme, ellerini sık sık yıkama veya nesneleri belirli bir düzen içinde yerleştirme gibi kompulsif davranışlar sergileyebilirler.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Çocuklar, travmatik bir olaya tanık olduktan sonra veya travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra tekrarlayan kabuslar, zorlanma, kaçınma ve aşırı tetikte olma gibi belirtiler yaşayabilirler.
Çocuklarda anksiyete bozuklukları genellikle genetik, biyolojik, çevresel ve psikososyal faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Tedavi seçenekleri arasında psikoterapi (örneğin, bilişsel davranış terapisi), oyun terapisi, aile terapisi ve gerektiğinde ilaç tedavisi bulunabilir. Erken tanı ve uygun tedavi, çocuklarda anksiyete bozukluklarıyla başa çıkmak için önemlidir. Tedavi, çocuğun yaşına, belirtilerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak kişiselleştirilir. Uzman bir sağlık profesyoneli, çocuğun durumunu değerlendirerek en uygun tedavi planını belirleyebilir.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), aşırı ve tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri gidermek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) ile karakterize edilen bir zihinsel sağlık bozukluğudur. OKB, bireyin normal günlük aktivitelerini ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Obsesyonlar, kişinin sürekli olarak aklına takılan, rahatsız edici, anlamsız veya istenmeyen düşüncelerdir. Kompulsiyonlar ise bu obsesyonları hafifletmek veya ortadan kaldırmak için gerçekleştirilen tekrarlayıcı davranışlardır.
Yetişkinlerde Obsesif-Kompulsif Bozukluk belirtileri şunları içerebilir:
Obsesyonlar:
Kompulsiyonlar:
Obsesif-Kompulsif Bozukluk, genellikle genetik, biyolojik, çevresel ve psikososyal faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Bu bozukluğun tedavisinde genellikle bilişsel davranış terapisi (BDT) kullanılır. BDT, obsesyonları ve kompulsiyonları yönetmeye yönelik stratejiler öğreterek bireylere yardımcı olabilir. Ayrıca, ilaç tedavisi (seçici serotonin geri alım inhibitörleri gibi) de semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.
Tedavi süreci, kişinin semptomlarına ve yaşam kalitesine uygun olarak kişiselleştirilir. Obsesif-Kompulsif Bozukluk semptomlarından muzdarip olan bireyler, bir uzmana danışarak doğru teşhis ve tedavi için yardım almalıdır. Uygun tedavi ve destekle, birçok insan OKB semptomlarıyla başa çıkabilir ve yaşam kalitesini artırabilir.
Psikologlar, anksiyete bozukluklarını değerlendirme, tanı koyma ve tedavi etme konusunda uzmanlaşmış sağlık profesyonelleridir. Psikologlar, anksiyete semptomlarına ve bireyin özel durumuna uygun terapötik tekniklerle tedavi sağlarlar.
Psikologlar, ilaç kullanmaksızın anksiyete semptomlarını hafifletmeye yönelik yöntemler sunabilirler. Bu yöntemler arasında nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri ve problem çözme stratejileri bulunabilir.
Psikologlar, bireysel terapi, grup terapisi ve aile terapisi gibi farklı terapi türlerini kullanarak anksiyete bozukluklarını yönetmeye yardımcı olabilirler. Uygun tedavi yöntemi, bireyin semptomlarına, ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre belirlenir. Tedavi sürecinde düzenli takip ve destek, bireyin anksiyete ile başa çıkmasına yardımcı olabilir. Uzman bir psikolog, bireyin durumunu değerlendirerek en uygun tedavi planını belirleyebilir.